Aksakal; ” Öncelikle iç siyaseti “kısır tartışmaların ve çekişmelerin” girdabından çıkarma sorumluluğu büyük önem arz etmektedir.” dedi.
DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, 24 Mart Perşembe günü toplanacak olan Nato Liderler zirvesini ve Türkiye gündemini değerlendirdiği bir yazılı açıklama yaptı.
Aksakal açıklamasında;
“24 Mart Perşembe günü Brüksel’de toplanacak olan NATO Liderler zirvesi yaklaşık bir aydır devam eden Rusya – Ukrayna savaşının seyrini belirleyecek derecede önemlidir.
Bu savaşın küresel enerji arzını tehdit etmesi, enerji kaynakları temelinde petrol ve doğal gaz başta olmak üzere fiyatların yukarı yönlü gelişiminde başlıca etmen olduğu da tartışmadan varestedir.
Gerek taşımacılıkta ana girdi maddesi olan akaryakıt fiyatlarının kontrolden çıkması, gerekse sanayi üretiminde kullanılan doğal gaz tedarikinin daha da riskli hale gelmesi toplumsal yaşamı doğrudan etkilemektedir.
Küresel emperyalist sistemin bu yeni paylaşım savaşı senaryosu dünyanın yerleşik düzenini tamamen değiştirecek bir potansiyele doğru hızla evriliyor ve Ortadoğu’da yeni devlet yapılanmalarının taşları döşeniyor. Hatay ve Kilis başta olmak üzere demografik yapımızın dejenere edilmesine yönelik stratejiler de sürdürülüyor.
NATO Liderler Zirvesinde Rusya’ya uygulanan yaptırımlarla ilgili olarak “Türkiye’nin stratejik konumu” gerekçe gösterilerek bir baskı ile karşılaşabileceği ihtimal dışı değildir. Yurtta barış, dünyada barış temelinde bölge merkezli dış politika anlayışı hakim kılınmalı ve bugüne kadar yürütülen denge politikasından taviz verilmemelidir.
Türkiye uyanık olmak zorundadır!
Öncelikle iç siyaseti “kısır tartışmaların ve çekişmelerin” girdabından çıkarma sorumluluğu büyük önem arz etmektedir.
Senaryonun müellifleri zaman zaman toplumsal refleksleri test etmek adına girişimlerde bulunmakta, bazı sözde dinci yapılanmaları ve etnik mekanizmaları sokaklara salarak devlet yönetiminin zafiyetli mekanizmalarını tespit etmeye çalışmaktadır.
Birçok kez söylediğimiz gibi Türkiye’nin içine düşürüldüğü ekonomik ve siyasal sorunlar artık bir tek siyasi iradenin baş edebileceği düzeyi aşmıştır.
Evet; 2023 seçimlerine artık az bir zaman kalmıştır ancak, mevcut sorunların aşılması noktasında seçim sonrası oluşacak siyasi yapının da büyük zorluklarla karşılaşacağı gün gibi aşikârdır.
Ekonomideki yüksek ateş, “nebati ilaçlarla” tedavi edilebilecek türden değildir. Türk lirasının dip seviyesinde olduğunu resmi ağızdan beyan edebilen çaresizlik içindeki bir Hazine ve Maliye Bakanını, kendi fiyatları piyasanın altında kaldığı için uzun kuyruklar oluştuğu gerekçesiyle et ürünlerine zam yaptıklarını söyleyebilen Et ve Süt Kurumu Genel Müdürünü, bu ülke daha fazla taşıyamaz.
Kepek fiyatları un fiyatını geçti diye serzenişte bulunan çiftçiye “seneye kepek ekersiniz” önerisinde bulunabilmiş Tarım Bakanı olan bir ülkede bugün yaşananları mukadder görmekten başka çare yoktur.
İşte bu sebeplerledir ki; gerek tarımda, gerek sanayide bugüne kadar uygulanan yanlış politikalar ve isabetsiz Bakan tercihleri sonucu işler sarpa sarmış, sermaye tükenmiş, borç boyumuzu aşmıştır.
Bugün 1 kilo et 150 liraya ulaşmış, mazotun litre fiyatı 25 liraya dayanmış, insanlar kımıldayamaz hale gelmişlerdir. Durum vahimdir. Toplumsal rahatlatma şarttır, bunun için hiç zaman geçirmeden başta Asgari Ücretliler olmak üzere tüm çalışan ve emeklilerin maaşlarına seyyanen 3.000 lira artış yapılmalıdır. Haziran ayı sonunda yeni bir güncelleme de mutlaka planlanmalıdır.
Aksi halde oluşabilecek toplumsal tepkilerin kontrol edilmesi imkânsız hale gelecektir. Sokakları hareketlendirme çabasında olan kesimlere zemin hazırlamak, telâfisi zor sonuçlar doğurur.” sözlerine yer verdi.
Hibya Haber Ajansı