Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, vakıf üniversitelerindeki kanuna aykırı uygulamalar hakkında yazılı bir açıklama yaptı. Gökçen’in açıklaması şu şekilde:
“Vakıf üniversitelerinde çalışan araştırma görevlilerinin ve tüm öğretim elemanlarının kanunda düzenlenen eşit işe eşit ücret hakkının derhal tanınması gerekiyor. Durum nedir? Öncelikle 2020 yılına kadar vakıf üniversitelerindeki araştırma görevlileri devlet üniversitelerinde çalışanlardan genellikle çok daha düşük ücret alıyorlardı. 2020 yılında yapılan kanun değişikliği YÖK ve iktidar partisi tarafından ‘bir ayıba son veriyoruz’, ‘akademisyenlere büyük müjde’ denilerek duyuruldu. Fakat kanun yürürlüğe girmesine rağmen ücretler bugüne dek eşitlenmedi. Devlet üniversitelerinde yılda iki kez zam alan akademisyenlere vakıf üniversitelerinde bir kez zam yapılıyor. Bu akademisyenler farklı vergi dilimlerine dahil olduklarından devlet ve vakıf arasındaki makas giderek daha da açılıyor.
Sorunlar yalnızca kanunun uygulanmamasıyla sınırlı değil. Eşit haklarını isteyen araştırma görevlileri haklarında düzenlenecek yeni sözleşmeler hakkında son ana kadar bilgi sahibi olamıyorlar. Süreç şeffaf ve kanuna uygun yürütülmüyor. Üniversite yönetimlerinin maaşlara zam yapma karşılığında öğretim elemanlarının özel sağlık sigortası, yemek kartı, otopark kullanımı ve bunun gibi yan haklarının kesileceğini söyledikleri bildiriliyor.
2020 yılında yapılan kanun değişikliğiyle birlikte devlet üniversitelerinde verilen asistan maaşına göre kariyer planı yapan ve akademisyen olmayı planlamaya başlayan binlerce başarılı genç, bugün kanuna uymayan üniversitelerle karşı karşıya, büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor.
Buna vakıf üniversitelerinde ‘burslu öğrenci’ statüsünde fiilen araştırma görevliliği yapanların durumunu da eklediğimizde akademisyen yetiştirmenin değil, emeği ucuz bilim insanı yaratma amacının tercih edildiğini net bir şekilde görüyoruz.
Böylece net bir görev tanımı olmadığı için idari veya keyfi işler yapmak zorunda kalan ve akademik üretimleri azalan araştırma görevlilerinin yaşadığı sorunlara artık kanuna aykırı düşük ücret eklenmiş durumdadır.
Türkiye’de akademik üretimi nitelikli bir hale getirmek genç akademisyen yetiştirmekten ve onların kalmak isteyecekleri bir üniversite yaratmaktan geçiyor. Araştırma görevlileri ve tüm öğretim elemanlarının kanuna uygun, eşit işe eşit ücret hakları, yan haklar da dahil olmak üzere derhal tanınmalıdır. Üniversite yönetimlerinin karar alma süreçleri şeffaf hale getirilmeli, bu sürece üniversite bileşenleri dahil edilmelidir.”
Hibya Haber Ajansı