T24 Ankara
Halk TV’nin, moderatörlüğünü Gökmen Karadağ’ın yaptığı, orman yangınları ile ilgili olarak bölgede gerçekleştirilen programını engellemek isteyen ve yayın takımına saldıran şüpheliler, tabirlerinde kendilerinin mağdur olduğunu argüman etti. Şüpheliler, “Olay akşamı cep telefonundan programı izlerken devleti suçlayıcı biçimde palavra söylenmesi üzerine reaksiyonla yayının yapıldığı bölgeye gittikleri ve sözcü seçerek programa katılmak istedikleri” biçiminde ortak söz verdi. Buna karşılık, saldırganların, izlediklerini argüman ettikleri programdaki isimleri tanımamaları da dikkati çekti. Cam şişeyi kırarak yayın grubuna saldıran Mert Topaloğlu, sözünde, “Dostane bir halde elini omzuna koyduğumda kim olduğunu bilmediğim bir şahıs bana yumruk attı. Yumruğun tesiri ile yere düştüm. Diğer bir şahıs da yerdeyken bana tekme attı. Canımı korumak hedefiyle çöpün yanına gidip cam şişe aldım. Şişeyi kimseye vurmadım. Sav ettikleri üzere duvara vurarak şişeyi kırmaya çalışmadım. Şişeyi kendileri elimden aldılar. Tersine darp edildim. Düşmenin tesiri ile bileğimde çatlak oluştuğundan asıl mağdur benim. Beni darp eden şahısları tahrik eden ve yönlendirenler programda yayın yapan bireylerdi. Suçlamaları kabul etmiyorum. Bana vuranlar ve vurması için tahrik eden, programda konuk olan ve yayın yapan isimlerini tam olarak bilmediğim şahıslardan şikayetçiyim” dedi. Söz verdikten sonra Topaloğlu üzere özgür kalan öteki isimler de Halk TV çalışanlarından şikayetçi oldu. Yapılan ölçümlerde, iki ismin alkollü olduğu tespit edildi.
- TIKLAYIN – Halk TV canlı yayınına saldıranların tamamı hür bırakıldı!
- TIKLAYIN – Halk TV’ye canlı yayında taarruz anları
- TIKLAYIN – Halk TV yayın grubuna akına reaksiyon: “RTÜK baskılarının akabinde eşkıyalar da sokağa döküldü!”
Yayını engellemek isteyen isimlerden Bilal Topaloğlu, sözünde şunları söyledi:
“Doğma büyüme Marmarisliyim, Reklamcıyım. Marmaris’teki yangında, yangn söndürme çalışmalarında arkadaşlarımla birlikte etkin rol aldım. 5 Ağustos günü arkadaşlarım Mert Topaloğlu, Sertan Şanlı, Fatih Çoban ve Şeyhmus Urebe ile Datça kavşağında bulunan toplanma noktasında bir arada vakit geçiriyorduk. Bu sırada telefon üzerinden Halk TV’de yayınlanan programı izliyorduk.
Programda, “polisler, itfaiye, jandarma, devlet çalışmıyor. Yangının büyümesine bunlar neden oldu” şeklinde konuşmalar geçiyordu. Biz de yangında faal misyon aldığımız, kolluk kuvvetlerinin ve devletin yardımcı olduğunu bildiğimiz için, televizyonda konuşanların palavra beyanda bulunmalarından ötürü daima birlikte İçmeler bölgesine geçtik. Programın canlı yayında devam ediyor olduğunu gördük. Ortamızda konuştuk ve Sertan Yüce’yi konuşmacı olarak seçtik. Yayına katılmak ve bildiklerimizi anlatmak istediğimizi lisana getirdik. Lakin orada moderatörlük yapan erkek şahıs yayına katılamayacağımızı söyledi. Biz de yayında yanlış ithamlarda bulunduklarını söyledik. Beyaz tişörtlü, dövmeli şahıs bizi oradan çıkartmaya çalıştı. Mert Topaloğlu’nun üzerine yürümek suretiyle saldırmaya ve hengame çıkartmaya çalıştı. Bir arbede yaşandı. Birinci vuran şahıs beyaz tişörtlü şahıstır. Mert, aldığı darbeden ötürü yere düştü. Ben Mert’i kaldırmak istediğim sırada darp edildim. Beni kimin darp ettiğini bilmiyorum. Ortam kalabalık olduğu için tehdit ve hakaretler daima duyuluyordu. Ben kimseyi darp etmedim. Tehdit ve hakarette bulunmadım. Halk TV’de yayın yapanlardan davacı ve şikayetçiyim.
Yayını engellemek isteyen isimlerden olan ve eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’la fotoğraf çektirdiği ortaya çıkan Sertan Büyük ile Şeymus Urebe, Fatih Çoban da neredeyse birebir aynı tabirleri tekrarlayarak Halk TV çalışanlarından şikayetçi oldu. Bütün isimler doğma büyüme Marmarisli olduklarını söyledi.
Yayın takımına şişeyle saldırdığı belirtilen Mert Topaloğlu da tıpkı biçimde söz verdi. Topaloğlu, başka isimlerden farklı olarak şunları kaydetti:
Canını korumak istemiş, mağdurmuş
“Beyaz tişörtli şahıs bizi oradan çıkarmak için gerginlik oluşturdu. Ortamı yatıştırmak hedefiyle bu şahsı çağırıp konuşmak istedim. Dostça bir formda elini omzuna koyduğumda kim olduğunu bilmediğim bir şahıs bana yumruk attı. Yumruğun tesiri ile yere düştüm. Öteki bir şahıs da yerdeyken bana tekme attı. Canımı korumak maksadıyla çöpün yanına gidip cam şişe aldım. Şişeyi kimseye vurmadım. Argüman ettikleri üzere duvara vurarak şişeyi kırmaya çalışmadım. Şişeyi kendileri elimden aldılar. Bilakis darp edildim. Düşmenin tesiri ile bileğimde çatlak oluştuğundan asıl mağdur benim. Beni darp eden şahısları tahrik eden ve yönlendirenler programda yayın yapan şahıslardı. Suçlamaları kabul etmiyorum. Bana vuranlar ve vurması için tahrik eden, programda konuk olan ve yayın yapan isimlerini tam olarak bilmediğim bireylerden şikayetçiyim.”
“Size bu programı yaptırmam”
Halk TV çalışanı Yavuz Dönmez ise şunları anlattı:
“Yayının son saatlerinde etrafta bulunan şahıslar içerisinden, ‘yalan söylüyorsunuz, s… sizin haberciliğinizi” formunda telaffuzlar duyduk. Bunları kimin söylediğini tespit edemedik. 00.30 sıralarında ise 5-6 kişilik bir küme gelerek, yayına katılmak istedi. Biz yayına orta vererek, metoduna uygun biçimde yayına katılamayacaklarını söyledik. İletilerini not alabileceğimizi, canlı yayında söyleyebileceğimizi ilettik. Fakat bunu kabul etmediler. Sertan Büyük isimli şahıs, program sunucusu Gökmen Karadağ’a hitaben, “Ben yayına katılamıyorsam size de bu yayını yaptırmam” dedi. Bu şahsı sakinleştirip uzaklaştırmak isterken, Mert Topaloğlu isimli şahıs beni yanına çağırdı. Gidip ne olduğunu sorduğumda, “Senin ananı s… diyerek beni itti. Beni itmeye devam ettiği için, kendimden uzak tutmak maksadıyla şahsı ellerimle durdurdum ve geriye ittim. Şahıs oradan uzaklaşıp yakınlarda bulunan çöp kutusundan bir şişe alarak bunu atmaya çalıştı. Ben kendimi saklayınca şişeyi atamadı. Yayına mahzur olanlardan ve hakarette bulunan Mert Topaloğlu’ndan şikayetçiyim.
Alkollü çıktılar
Yapılan ölçümlerde, yayını engellemek isteyen isimlerden Sertan Yüce’nin 0,68 promil, Mert Topaloğlu’nun da 0,54 promil alkollü oldukları belirlendi.
“Kasten yaralama”
Sorgu tutanaklarında, şüpheliler hakkındaki cürüm isnadının, “kasten yaralama” olarak geçtiği görüldü. Yayını durdurmaya yönelik aksiyonlarla ilgili ayrıyeten bir kabahat isnadı tutanakta yer almadı. Fakat savcılık, bunu sonraki basamakta da değerlendirebilecek.
Olay yeri tutanağında da ismi geçenlerin yayına katılmak istedikleri, mümkün olmadığını anlayınca arbede çıkardıkları, Mert Topaloğlu’nun şişeyle taarruza geçtiği lakin şişenin kimseye isabet etmediği belirtildi.