Bilgisayar ya da telefon fark etmeksizin, internet kullanıcılarının sık sık duyduğu DNS kavramını açıklayalım istedik. Neymiş bu DNS hadi bir bakalım…
DNS yani ‘Domain Name Server’ı Türkçeye çevirdiğimizde ‘Alan Adı Sunucusu’ anlamına geliyor.
DNS’i basitçe, ‘web sitelerini karmaşık IP adreslerinden kurtararak okunabilir adreslere dönüştüren bir teknoloji’ olarak nitelendirmek mümkün.
Bu teknolojiyi telefonlarınızdaki isim rehberine benzetebiliriz. Bir kişiyi aramak istediğinizde uzun uzadıya telefon numarasıyla rehberinizde aramaktansa sadece ismini yazarak kişiyi bulursunuz.
İnternete bağlı olan her bir cihazın, diğer cihazların onu tanımlayabileceği benzersiz bir IP adresi bulunur. Bu IP adresi uzun ve karmaşık sayılardan oluşur. 192.180.205.46 gibi…
DNS, bu uzun sayı dizilerinden oluşan IP adreslerini alan adlarıyla bağdaştırdıktan sonra tarayarak ve çözümleyerek çok kısa sürede siteye erişiminizi gerçekleştiriyor.
Örneğin, Google’ın IP adresi 74.125.224.83 olan bu adresi uzun uzadıya tarayıcıya girmektense sadece tarayıcıya ‘Google’ yazmanız yeterli oluyor. İşte bu DNS sayesinde gerçekleşiyor.
Biraz daha ayrıntıya girecek olursak; DNS sistemi altında 4 farklı sunucu bulundurur. Bunlardan ilki, ‘DNS imleci’dir. Tarayıcıya yazdığınız alan adı, ilk bu sunucuya iletilir ve kapsamlı bir tarama yapılır. Tarama başarılı olursa sonraki kısma geçilir.
Kök sunucusu: DNS imlecindeki başarılı taramadan sonra alan adı bu sunucuya iletilir ve çözümlenmeye başlar. Alan adlarının arkasında yatan karmaşık IP adresleri burada belirir.
TLD sunucusu: Kök sunucusu gibi çözümleme sürecinin bir parçası olan bu sunucu, alan adlarının kendisiyle ilişkili IP adresine dönüştürüldüğü yerdir. Alan adının sonundaki ‘.com’ yine TLD sunucusunda çözümlenir.
Yetkili sunucu: Tarama ve çözümleme adımlarından sonra, TLD sunucusunda çözümlenen alan adı IP adresiyle beraber bu sunucuya iletilir. Eğer yetkili sunucu IP adresine ulaşabiliyorsa tarayıcınıza yazdığınız web sitesi açılır.
Çözümleyici sunucular, önbellekte kayıt araması gerçekleştirir. Çünkü web sitelerine ait bilgilerin pek çoğu önbellekte kayıt altına alınır. Bu sayede DNS taramasının hem güvenilirliği artar hem de sorgu süresini önemli ölçüde azaltarak siteye erişim hızını hızlandırır.
Tüm bu süreç 1-2 saniye içinde gerçekleşiyor olsa da bir web sitesine girmenin aslında ne kadar karmaşık süreçlerden geçtiğini artık biraz olsun hayal edebiliyorsunuzdur. Son olarak DNS ihtiyacı olanlara, Google’ın güvenli ve hızlı DNS adresi olan 8.8.8.8 ve 8.8.4.4 adreslerini önerebiliriz.
Kaynak; 1,2