Keskin tespitleriyle insan ruhunun en derinlerinde gizli kalmış ve pek çoklarının dile getirmeye dahi korktuğu şeyleri gün yüzüne çıkaran Freud der ki…
Freud der ki,
Freud der ki,
Sağlıklı veya hastalıklı hiç fark etmez; konu cinsellik olunca, hepimiz sadece birer ikiyüzlüyüz.
Cinsellik, her ne kadar -özellikle bizim toplumumuzda- kafamızı çevirdiğimiz bir olgu olsa da, tüm insanların yemek içmek gibi ortak noktası. Ancak, özellikle de muhafazakar toplumlarda bile nereye baksak cinselliği görmemiz, cinselliğe getirilen yasaklar, veya daha vahim haliyle cinsel sapkınlıklar ve perversiyonlar aslında insanlarda cinselliğin ne kadar önemli bir motivasyon olduğunu gösteriyor.
Freud’a göre çocuk cinselliğinin yetişkin psikanalizinde işlenmesi ise bu tip perversiyonların veya sansürlerin önüne geçiyor.
Freud der ki,
Alınan zevkin sınırlılığı, zevkin değerini artırır.
Modern psikolojide artık karakter ve kişiliğin çok farklı parametrelerle belirlendiği kabul edilmiş durumda. Yani hiçbir şey göründüğü kadar basit değil. Öyleyse Freud’un kendi puro içme alışkanlığına ithafen dediği gibi “Puro bazen sadece bir purodur.” mu yoksa puro veya ağzınızdaki sigara başka anlamlara geliyor mu? Bir çeşit yetişkin emziği? Bir zamanlar aç veya kaygılı hissettiğinizde emdiğiniz anne memesi? Ya da sadece puro veya sigara işte.
Freud der ki,
Bir insan bir yere bakıyorsa; orada ilgilendiği bir şey vardır. Bir insan bir yere hiç bakmıyorsa; orada ilgilendiği bir şey kesinlikle vardır.
Freud’a göre bebekliğinizde ilk olarak ağzınız; 2 yaş dolaylarında anüsünüz; 4-5 yaşlarında ise cinsel organınız erotik hazda rol oynar. Bu bilgiler sizi rahatsız mı etti? Freud bu teorisini “çocuk cinselliği” başlığı altında sunduğunda kendisinin Viktoryen meslektaşları da aynı tepkiyi vermişti. Hatta onun bir doktor olarak itibarını sarsmak için girişimlere başlamışlardı.
Ancak Freud’un şu sözleri belki ne demek istediğini daha iyi açıklar: “Bir bebeğin annesinin memesini emdikten sonra yüzünde kızarıklık ve tatlı bir gülümsemeyle uykuya dalan bebeği gördükten sonra, kimse bu görüntünün yetişkin cinselliğinin bir prototipi olduğunu yadırgamaz.”
Freud der ki,
Düşünebilen herkesin insan olması; insan olan herkesin düşünebildiği manasına gelmiyor ne yazık ki!
Freud sadece düşüncenin veya hayal etmenin bile insan için tatmin edici bir süreç olduğunu fark etmişti. Yani bugün sosyal medyada sıklıkla gördüğümüz, “Hayaller …., gerçekler ….” kalıbının gerçek hayattaki işlerliğini Freud bundan 100 yıl kadar önce tahmin etmişti.
Freud bu yüzden fantezinin belki de asla gerçektekine ulaşamamasını veya fantezi bir şekilde gerçek olsa bile fantezinin kendisi kadar doyurucu olmamasını buna bağlar.
Freud der ki,
Birisi konuştukça rahatlar.
Freud’un psikanalize giriş konferanslarından birinde söylediği bir söz bu. Psikanalitik bir terapi olsun veya olmasın fark etmiyor, bugünkü araştırmalar gösteriyor ki konuşmaya dayalı terapi, kişinin duygusal semptomlarını ve kaygısını azaltıyor. İlaç tedavisi ve kısa dönemli terapiler etkin olmakla birlikte, psikanalitik terapiler psikoterapist ve danışan arasındaki ilişkiyi de önemli bir araç olarak kullanıp kişinin değişimine katkı sağlıyor.
Not: Bu içerik oluşturulurken şu siteden yararlanılmıştır.