Otomobil sektöründe araştırma ve geliştirmeler yapan dünya devi markalar, önümüzdeki 10 yıl içerisinde, otonom sistemlerinin ulaşım dünyasında yerlerini tamamen almış olacağını düşünüyor ve hatta bu konuda eminler. Çünkü artık ürettikleri 3 araçtan 1 tanesini planlama aşamasında otonom sürüş teknolojisine endeksleyerek geliştiriyorlar.
Yakın geleceği içine alan yeni tip ulaşım dünyasında bizleri neler beklediğine yakından bakalım…
Otonom araçlarının yaygınlaşmasıyla kişilerin sahip olduğu araç sayısı düşecek. 2020 yılında Amerika’da 247 milyon otomobil bulunurken, 2040 yılında bu rakamın 45 milyona kadar düşeceği söyleniyor.
Günümüzdeki araçlarda cam açma, klima ve motoru çalıştırma gibi birden fazla elektronik yönlendirme yapan sistemler bulunuyor. Yeni nesil araçlarda bu tür yönlendirmelerin tamamı tek bir merkezden yapılacak. Böylece araçların bakım ihtiyacı azalmış olacak.
Aldığımız 100 liralık akaryakıtın 86 lirası, akaryakıtın sağladığı güç daha tekerlere ulaşamadan tüketilmiş oluyor. Yani paranızın büyük kısmı boşa gidiyor. Yeni tip araçlar ise elektrik ile çalışacağından cüzdanınıza olan maliyeti fazlasıyla düşüreceğini söyleyebiliriz.
Trafik kazalarının %95’nin insan hatasından kaynaklandığını hesaba katarsak, otonom araçların yaygınlaşmasıyla beraber kaza miktarlarının çok büyük oranda azalacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Aracın tamamen kendi kendine gitmesi, araç içerisindeki insanların kendilerine daha çok vakit ayırabilmelerine olanak sağlayacak. Yolculuk esnasında bilgisayarlarından işlerini yapabilecek, kitap okuyabilecek, dizi film izleyebilecekler. Bu da seyahat konforunda artışı işaret ediyor.
Tüm dünyada üretilen elektriğin sadece %1’i ulaşım sektöründe kullanılırken, elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla 2050 yıllarında bu miktarda %25’lere kadar çıkacak. Böylece hem elektrik üretimi hem de tüketimi kat ve kat artacak.
İnternet kullanımı tıpkı elektrik gibi katlanacak. Çünkü yapay zekaya sahip otonom araçlar, günümüzün en hızlı internet teknolojisi 5G ile birlikte trafikte karşılaştıkları her bir durumu komuta merkezine anında ”sorgu” olarak gönderecek. Komuta merkezinden gelen yönlendirmeyle araçlar, ani kararları doğru isabet oranıyla hızlıca alabilecek.
Fakat 5G’nin kapsama alanını tüm dünyaya yayabilmek hiç kolay değil. Bu nedenle Elon Musk ve Mark Zuckerberg, dünyanın her yerine süper hızlı internet teknolojisini, uzaya gönderdikleri uydular aracılığıyla sağlamaya çalışıyorlar.
Teknik olarak bir bilgisayar tarafından kontrol edilecek olan otonom araçların konumları, gittiği yön, kullanım miktarı vb. bilgiler, aracın her an bir internet bağlantısı içerisinde olması nedeniyle başka insanlar tarafından takip edilebilir olacak. Hatta araçların ”hacklenme” ihtimali de bulunmuyor değil.
Bu tarz risklere karşı ne seviyede güvenlik önlemi alınacak ya da alınması planlanıyor şu an için pek bilinmiyor. Ancak elektronik olan herhangi bir cihazın doğru kişiler tarafından kolayca hacklenebildiğini düşünürsek, araçlar içinde aynısının mümkün olacağını tahmin edebiliriz.
Otonom araçlar sadece kişisel otomobiller için gelmiyor. Aynı zamanda büyük kamyon, kamyonet ve tırlar için de geliyor. Çetin Meriçli, ”Locomotion” isimli şirketiyle, tırların otoyolda peş peşe bir tren gibi sürücüsüz seyahat etmesi fikri üzerine faaliyet gösteren girişimcilerden bir tanesi.
Halihazırda araç üretim fabrikalarında insan iş gücü yerine makine iş gücü çok daha fazla kullanılıyorken, otonom araçların üretiminde insan elinin iş gücü açısından çok daha az kullanılacağı da bir gerçek.
Bunun gibi, insanlara gerek duymadan kendi kendine yol alan yeni teknolojik araçlar, başta lojistik sektörü olmak üzere pek çok sektörde ” iş gücü” açısından insanları işsizlik tehlikesiyle karşı karşıya bırakabilir. İnsan iş gücüne olan ihtiyacın azalması, parasını o işleri yaparak kazanan insanların elini kolunu bağlayabilir.
Tesla, 2021 yılında tam otonom sürüşünü kullandığımız kadar ödeme yaptığımız bir abonelik sistemini hayata geçireceğini açıklamıştı. Yani aracınız tam otonom sürüş özelliğine sahip olacak fakat aboneliğinizi başlatmadan bu özelliği kullanamayacaksınız.
Volkswagen pazarlama başkanı Klaus Zellmer abonelik sistemini mantıklı bulduklarını ve desteklediklerini açıklamıştı. Klaus verdiği röportajda; ”otonom sürüş özelliğini sattığımız aracın fiyatına dahil ederek müşteriyi büyük maddi yük altına sokmak istemiyoruz. Bu sebeple tam otonom sürüş özelliğini, sürücü istediği zaman işlevin kilidini açmanın daha mantıklı olacağını düşünüyoruz” dedi.
Otonom sürüşe sahip araçlar yolda kendi kendilerine giderken, şoför koltuğunda oturan kişinin ehliyete ihtiyacı olup olmayacağı şu an için net değil. Tahminler olmayacağı yönünde. Ancak ehliyet gerekmese bile bu araçların trafikte olmaları için taşınması gereken farklı bir belgenin de ortaya çıkabileceği yine ihtimaller arasında.
Yakın geleceğin yıldızı elektrikli otonom araçları hakkındaki düşüncelerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın
Kaynak; 1,2,3