Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, güçlü ve sürdürülebilir büyümeye giden yolun, girdilerin ne kadar verimli ve rekabetçi formda bir ortaya getirildiğiyle direkt alakalı olduğunu belirterek, “Türkiye olarak, yenilenebilir güçten azamî seviyede yararlanarak petrol ve gazdaki dışa bağımlılığımızı avantaja çevirmek istiyoruz.” dedi.
Bakan Varank, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) tarafından düzenlenen “World Conference on Energy Science and Technology Programı”na görüntü konferans formülüyle katıldı.
Güçlü ve sürdürülebilir büyümeye giden yolun girdilerin ne kadar verimli ve rekabetçi halde bir ortaya getirildiğiyle direkt bağlı olduğuna işaret eden Varank, gücün bu kapsamda kritik bir bileşen niteliği taşıdığını söyledi.
Varank, büyüme için üretime, üretim için de güce gereksinim olduğuna dikkati çekerek, sanayi geliştikçe güç muhtaçlığının da arttığını bildirdi.
Türkiye üzere ülkeler için güçte dışa bağımlılığın cari açık ve dış kırılganlık riskini artırdığını söz eden Varank, “Yenilenebilir güç, bilhassa gelişmekte olan ülkelerde dışa bağımlılığı azaltma ve endüstrileşmeyi hızlandırmada kıymetli bir alternatif. Ayrıyeten düşük maliyeti ve çevresel avantajlarıyla sürdürülebilirlik açısından çok değerli.” diye konuştu.
Varank, güç dalının yapısal bir dönüşüm içinde olduğunu belirterek, 2050’de dünyada üretilen gücün yüzde 85’inin yenilenebilir güç kaynaklarından karşılanmasının öngörüldüğünü, rüzgar ve güneş kaynaklarının da en büyük hisseye sahip olmasının beklendiğini lisana getirdi.
“6 bin megavat güneş gücü kapasitesine ulaşılacak”
Bu eğilime paralel olarak gelecek 10 yılda kamu ve özel dal tarafından taahhüt edilen 1 trilyon dolarlık rüzgar ve güneş yatırımının bulunduğu bilgisini veren Varank, “Bu sayılar dalın kıymetini ve değişime ahenk sağlama gereksinimini gösteriyor. Bu kapsamda Türkiye olarak, yenilenebilir güçten azamî seviyede yararlanarak petrol ve gazdaki dışa bağımlılığımızı avantaja çevirmek istiyoruz.” tabirlerini kullandı.
Varank, yatırımcılara verdikleri dayanaklarla yerli endüstrinin gelişmesinde faal rol aldıklarını kaydederek, 2012’den bu yana yenilenebilir güç yatırımları için 7 binin üzerinde teşvik dokümanı düzenlediklerini ve bu dokümanlar sayesinde birçok bedelli projenin hayata geçirildiğini bildirdi.
Geçen yıl Ankara’da açılan entegre güneş paneli üretim tesisine değinen Varank, güneş paneli üretiminin 4 basamağını da tek çatı altında gerçekleştirebilen tesisin, bu özelliğiyle dünyada tek olduğunu anımsattı.
Varank, “enerji ihtisas sanayi bölgeleri” kurulmasına ait dayanaklara de işaret ederek, bu bölgelerde dünya standartlarında altyapı sağladıklarını ve cömert teşviklerle yatırımcılara yer tahsis ettiklerini lisana getirdi. Bakan Varank, bu bölgeler tam kapasiteyle faaliyete geçtiğinde 6 bin megavat güneş gücü kapasitesine ulaşılacağı bilgisini verdi.
Araştırmacılara davet
Güç teknolojilerindeki Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarının bölümün gelişimi için kıymet taşıdığını vurgulayan Varank, TÜBİTAK’ın bu kapsamdaki çalışmalarını anlattı.
Varank, TÜBİTAK tarafından desteklenen Türkiye Fotovoltaik Teknolojileri Platformunun yeni jenerasyon güneş gücü teknolojileri de dahil yüksek verimliliğe ve maliyet aktifliğine sahip fotovoltaik teknolojileri geliştirdiğini kaydetti.
Ülkedeki Ar-Ge temelli gelişmenin dünyanın dört bir yanından önde gelen araştırmacıları çekmeye başladığına dikkati çeken Varank, Milletlerarası Önder Araştırmacılar Programı’nın birinci davetinde 21 ülkeden 127 bilim beşerinin araştırmalarını Türkiye’ye taşıdığını hatırlattı.
TÜBA’nın tematik bilimsel toplantılarını çok manalı bulduğunu belirten Varank, toplantı çıktılarının yayına dönüşmesinin de kıymetli olduğunu, bilhassa Kovid-19 salgını sürecindeki çalışmaların birçok açıdan dünyanın önde gelen yayınlarından biri haline geldiğini vurguladı.
“Yerli güç üretimi için her potansiyel kullanılıyor”
TÜBA Lideri Prof. Dr. Muzaffer Şeker de yüksek nüfusa paralel olarak artan tüketim, süratle artan sanayi üretimi ve teknolojik gelişmelerin ülkelerin ve toplumların güce bağımlılığını artırdığına dikkati çekti.
Gereksinimler ile mevcut kaynaklar ortasındaki uçurumun güç güvenliği ve alternatif güç kaynaklarının sürdürülebilirliği üzerine çalışmaları da beraberinde getirdiğini belirten Şeker, “Sürdürülebilir bir etraf ve dünya refahı için güç üretim sistemleri çok değerli. Hasebiyle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde fosil yakıt kullanımı giderek azaldı.” dedi.
Şeker, Türkiye için gücün en büyük ithalat kalemlerinden biri olduğunu ve yerli kaynaklarla güç üretiminin cari açığın azaltılması ve vatandaşların refahının artırılması açısından hayati ehemmiyet taşıdığını lisana getirerek, şunları kaydetti:
“Ülkemizin alternatif güç kaynakları arayışındaki kararlılığının en değerli göstergesi güneş gücü santralleri, rüzgar santralleri, hibrit yapılar ve nükleer güce yönelik yeni yatırım ve teşvikler. Ayrıyeten Türkiye’nin münhasır ekonomik bölgesinde sondaj yapan Oruç Reis, Fatih, Yavuz ve Yasal gemileri de devletin yerli güç üretimi için her fırsatı ve potansiyeli kullandığının göstergesidir.”
TÜBA World Conference on Energy Science and Technology Programı, çeşitli oturumlarla 12 Ağustos’a kadar devam edecek.
