İstanbul Ticaret Odası (İTO) Lideri Şekib Avdagiç, eğitim piramidinin tekrar kurgulanması gerektiğini belirterek, “Türkiye’de son yıllarda süratli bir üniversitelileşme süreci yaşadık. Bu da karşımıza iş dünyasının taleplerini karşılamayan yüzbinlerce işsiz üniversiteliyi çıkardı. Bu arkadaşlarımızın ek bir formasyon ile iş dünyasına entegre edilmeleri gerekiyor.” diye konuştu.
Türkiye’nin salgın sürecinde makul bir anlayışla hareket ettiğini vurgulayan Avdagiç bunun sonucunda makul bir büyüme sayısı elde edildiğini tabir etti.
Avdagiç, sonbaharda tekrar kapanma olmazsa Türkiye’nin önünde çok yeterli bir iki çeyrek olduğunu kaydederek, müteşebbisiyle, çalışanıyla, lojistikçisiyle ve tüm paydaşlarıyla salgın sürecinde öbür ülkelere nazaran daha entegre bir faaliyet yürüttüklerini söyledi.
Salgın süreci öncesi dijital dönüşüme yatırım yapan şirketlerin süreçten büyük bir karla çıktığını aktaran Avdagiç, “Dijital altyapısını kurgulayan şirketler pandemi sürecinde çok süratli büyüdüler. Bizim araştırmalarımıza nazaran pandemi öncesine nazaran kargo sayılarında 6.5 kat bir artış olduğu görülüyor. Tüketim alışkanlıkları bu süreçte değişti. Bunun kalıcı bir tortu olduğunu düşünüyorum. Pandemi öncesi alışkanlıklara hayli hudutlu bir dönüş olacaktır.” dedi.
TÜFE ile ÜFE ortasındaki farkın çok uygun yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Avdagiç şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye şimdiye kadar enflasyonla çabayı kendi iç sorunu olarak yönetiyordu. Türkiye birinci sefer enflasyon ithal ediyor. Şu an Avrupa’da Amerika’da yılda görmedikleri enflasyonu ayda görmeye başladılar. Türkiye’nin kendi enflasyonunun üstüne bir de ithal enflasyon eklenince TÜFE ile ÜFE ortasındaki makas yeterlice açıldı. Türk iş dünyası şu anda önemli bir yükü sübvanse ediyor. 44’lere gelen ÜFE’yi piyasaya 19 olarak yansıtıyorsanız burada bir sorun vardır. Daha önceki deneyimlerimizden şunu anlıyoruz ÜFE TÜFE farkının yüzde 40’nın 6-8 ay ortasında piyasaya yansıdığını görüyoruz. Emtia fiyatlarında bir olağanlaşma olmazsa TÜFE’nin üzerine önemli bir fiyat baskısının geleceğini öngörmemiz lazım.“
Türkiye’nin eğitim piramidinde sorun olduğunu bildiren Avdagiç, “Mevcut eğitim piramidinden meydana gelen çıktılar iş dünyasının taleplerini karşılamıyor. Devlet, eğitim piramidini inşa ederken iş dünyası ile koordineli olmalı. Aksi takdirde karşılıklı memnuniyetsizlikler ortaya çıkıyor. Avrupa’da başarılı olmuş iki ülke göze çarpıyor. Bunlar Almanya ve Avusturya. Bu ülkelerde mesleksel eğitimin yüklü olduğunu görüyoruz.” formunda konuştu.
“Slogan değil tahlil odaklı stratejiler üretilmeli”
Türkiye’nin son yıllarda süratli bir üniversitelileşme süreci yaşadığını anımsatan Avdagiç, şunları kaydetti:
“Süratli üniversitelileşme, iş dünyasının taleplerini karşılamayan yüzbinlerce işsiz üniversiteliyi çıkardı. Bu arkadaşlarımızın ek bir formasyon ile iş dünyasına entegre edilmeleri gerekiyor. Bütün endüstrici dostlarımızla yaptığımız toplantılarda mavi yakalı işçi eksikliğinin olduğunu ve bu durumun endüstricinin en kıymetli sorunu olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin büyük bir ilçesinde İŞKUR kayıtlarına baktığımızda 150’den fazla dış ticaret mezunu gencimizin iş için müracaat yaptığını görüyoruz lakin bu ilçemizde 240 CNC operatörü aranıyor.
Bir şeyler üretmişiz ama talebi karşılamıyor. Meslek liselerinin teşvik edilmesi gerekiyor. Karşılıklı suçlamalar ve kışkırtmalarla bir yere varamayız. Fevri, popülist, puan toplamaya yönelik telaffuzları bir kenara bırakıp sonuç odaklı stratejiler üretmemiz gerekiyor. Ulusal Eğitim Bakanlığı, İŞKUR ve İş Dünyası bir ortaya gelip bu sorunu birlikte çözebilirler. Kesinlikle bir tahlil üretmemiz gerekiyor. Ülkemizin muhtaçlıklarını karşılamaya yönelik bir tertip inşa edilebilir.“
İTO olarak İstanbul’da bulunan meslek liselerinde hamilik projesini başlattıklarını hatırlatan Avdagiç, “Şu an kentimizde bulunan 250 meslek lisesinin 70 adedinde İTO hamileri bulunuyor. Burada tahsil gören öğrencilerimizin her türlü gereksinimleriyle ilgileniyorlar. Müfredattan, gerekli olan teçhizatın teminine kadar okullarımızla birlikte çalışıyoruz. Ayakkabı bölümü temsilcilerimiz ayakkabı üretimi ile ilgili eğitim alan öğrencilerle şahsen ilgileniyorlar. Ve bu sürecin sonunda yüzde yüze yakın istihdam garantisi veriyoruz. 2023 yılına kadar gayemiz 250 lisemizde de bu uygulamayı yürütmek.” yorumunu yaptı.
“Hayallerinize imkan tanıyın”
“Gençlerimiz mezun olur olmaz çok büyük şirketlerde çok âlâ kaidelerde çalışmak istiyorlar. Bu büsbütün yanlıştır demiyorum lakin hayallerine de imkan tanımaları gerektiğini düşünüyorum. Zira gençken kusur yapma lüksü var. Bu noktada devletimizin gençlere önemli takviyeler var. Bunları takip etmeliler.” diyen Avdagiç kelamlarını şöyle tamamladı:
“ Bilgiyi Ticarileştirme ve Araştırma Vakfımız aracılığı ile startup projeleri destekliyoruz. Gençlerimiz fikirlerini bizlere getiriyor ve kıymetlendirme şurasında fikirleri onaylanırsa onlara yer sağlıyoruz, eğitim süreçlerini takip ediyoruz, potansiyel müşterilerle buluşturuyoruz. Buraya genç teşebbüsçü olarak girenler istihdam üreten bir patron olarak çıkıyorlar. Şu ana kadar 10 bin girişimciye hizmet verdik. Halihazırda 700 teşebbüsçü arkadaşımız şu an bu hizmetimizi kullanıyorlar. Yeniden Savunma Sanayi Başkanlığımız ile birlikte kurduğumuz Teknopark İstanbul var. 10 bin metrekarelik bir yapı kurduk. Orada da 100’den fazla startup arkadaşımız var. Merhum İbrahim Çağlar liderimizin dediği üzere fikri olan fikrini kapıp gelsin.” (AA)