Karar yazarı İbrahim Kahveci, “Sürat Kargo ve Dava!” isimli bir yazı kaleme aldı.
Kahveci yazısında Hız Kargo ihalesinin Ensar Vakfı’ndan İbrahim Bacacı‘nın 7 Temmuz’da açtığı şirkete verildiğini söyleyerek şöyle yazdı:
“Aman davamıza ziyan gelmesin. Davamız için yurtlar yapalım, kurslar açalım, dava insanları yetiştirelim.
Güzel fakat dava ne?
Ensar Vakfından tanıdık İbrahim Bacacı 27 Haziran’da TMSF’nin satılığa çıkardığı Hız Kargo için 7 Temmuz günü bir şirket kurmuş.
TMSF 27 Haziran’da satışa çıkarmış ve 27 Temmuz’da da son teklif müddeti demişti.
İşin rengi aslında kendini göstermişti. Paket halinde satılacağı anlaşılıyordu. Hatta herkes kimin alacağını da biliyormuş… Gerçekten bunları da 30 Temmuz günü “Yangından mal kaçırma” başlığı ile vermiştim.
Ve beklenen oldu. Yeni kurulan bir şirketi vasıtası ile İbrahim Bacacı bir anda yıllık 120 milyon kâr eden şirketi 335 milyon liraya TMSF ihalesinden satın aldı. Güzel uğurlu olsun…
Bir ülke varlığı daha davaya hizmet edecektir.
Mesela, bu şirket bir mühlet sonra esasen ederi olan 1,0-1,2 milyar liraya satılarak ortadaki farkla dava hizmetleri-giderleri karşılanabilir mi?
Dava uğruna imarı değişecek yerleri imar öncesi toplayıp davaya harcamak hak değil miydi? İmarında çıkan aksaklıkları cami-kuran kursu üzere yapıları yaparak temizlemediler mi?
Sanki bu süreçlerin bir yerinde ‘günah’ diye bir şey oluyor mu? Ya da dava uğruna günahlar sevaplaşıyor mu?
Biz bunları bir yerden biliyoruz ancak… neyse!“