Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yıllık enflasyon oranını yüzde 61 olarak açıklasa da hem vatandaş hem esnaf, enflasyonu daha yüksek oranda hissettiklerini söylüyor. 30 yıllık pazarcı Şık Kesiciler, “Vatandaşlar, ‘yaz gelince her şey ucuz olacak’ diye düşünmesinler. Bu şartlarda artık o ucuzluğu göremeyeceğiz. Enflasyon yüzde 62 filan değil, bize yansıyan fiyatlara nazaran yüzde 200” dedi.
TÜİK, yıllık enflasyon oranını yüzde 61,14 olarak açıkladı. Vatandaş zerzevat ve alışverişini ya yarım kilo ya da tane olarak alıyor. Zira Ankara’nın Yenimahalle’deki en ucuz semt pazarlarından birinde bile domatesin kilosu 20-25 TL ortasında değişiyor. Salatalık 15 TL. Biber 20 TL. vatandaş tane almak isterse şayet bir tane domates 8 lira; bir salatalık 2 buçuk lira, üç tane biber de 2 buçuk lira.
30 yıldır Ankara’da pazarcılık yapan Şık Kesiciler, domatesin kilosunun 25 TL olmasının kendilerine yararı olmadığını tersine eser satamadıklarından şikayetçi.
Kesiciler, “Mevcut ekonomik krizin derinleşmesinden ötürü fiyatlar çok yüksek, işlerimiz çok makûs. Mal alıp satamıyoruz. Türkiye de her şey pahalılaşmış lakin alım gücü yerinde duruyor. Bugünkü şartlarda 5-6 bin lira maaş alan vatandaşın bu pazarda alışveriş yapma bahtı yoktur. Enflasyon yüzde 62 filan değil, bize yansıyan fiyatlara nazaran yüzde 200” diyor.
“Geçen sene domatesin ramazan ayındaki en yüksek fiyatı 8-10 liraydı”
Kesiciler geçen yıl Ramazan ayında domatesin en yüksek fiyatının 8-10 TL ortasında olduğunu hatırlatırken, “Bugün vatandaşın pazarda 100-200 lirayla alışveriş yapma bahtı yok. yeterli bir pazar alışverişi ‘bin liraya’ mal olur. Uzun yıllardır bu işi yapmamıza karşın son üç aydır derin krizden ötürü hiçbir pazarcı para kazanamıyor. Satamıyorum” diyor. Kesiciler, veresiye eser aldıklarından borcu da ödemeyip komisyoncuya daima borçlandıklarını aktarıyor.
“Pazarcılar yurt dışına inşaatlarda çalışmaya gidiyorlar”
Birçok pazarcının işi bıraktığını, pazar tezgahlarını satılığa çıkardığını söyleyen Kesiciler, “Maaşlı iş arıyorlar, yurtdışına gidenler var. İnşaatlarda çalışmak için Fransa’ya giden birçok arkadaşımız oldu. Bizim yaşımız geçti. İmkan bulsak biz de yurt dışını düşünürdük. Hiç yerine gidip para vermeden, bugün bir eser 5 liraya mal oluyor. Geçen sene mazot 8 lirayken bugün 22 lira. Niğde’ye bir kamyon nakliyesine 3 bin lira para veriyorduk şu anda 10 bin lira veriyoruz. Nakliyeci arkadaşlarımızı şad edemiyoruz. Zira mazotun yetmediğini söylüyorlar. Bugün üretilen eserlerin ana unsurları gübre, personellik, mazot, elektrik kıymetli o yüzden eserler değerli olmak zorunda. Şunu düşünmesin vatandaşlar yaz gelince her şey ucuz olacak’ diye düşünmesinler artık o ucuzluğu göremeyeceğiz bu şartlarda. Bunun değişmesi için alım gücünün yükselmesi lazım.” (ANKA)
