B vitamini ve demir ve çinko zengini başlıca protein kaynağı etten vazgeçtiğimizde vücudumuzda bazı etkiler bırakır. Gelin bunlara hep beraber bakalım!
1. Kolestrol seviyesinde azalma görülür.
2. Değişen bağırsak florası…
Et yiyen insanlarla vejetaryen insanların bağırsak mikro florası çok farklıdır. Daha çok bitki kökenli beslene insanların daha sağlıklı bakterilere sahip oldukları görülür. Bağırsaklarda patojenlerin iyi bakterilere sayıca üstün gelmesi kalın bağırsakta bakteriyel bozulma olan disbiyoza neden olabilir. Bu durum huzursuz bağırsak sendromu, Crohn, çölyak gibi hastalıklara neden olabilir.
3. Kilo kaybı gözlemlenir.
Hayvansal kaynaklı olan aşırı protein, vücut tarafından yağ olarak depolanıyor. Bunun sonucunda ise aşırı hayvansal protein alımı kalp hastalığı, diyabet ve kanser riskini artırıyor. Yani daha az et tüketimi, daha az yağ deposu demek!
4. Kendinizi daha az şişkin hissedersiniz.
Sindirim sistemi, diğer besinlerle kıyaslandığında, kırmızı etten kurtulmak için daha çok çaba sarf eder –ki bu durum beraberinde kabızlık, karın ağrısı ve bağırsaklarda gaz birikimini getirir. Tüketimi kestiğinizde ise şişkinlik azalmaya başlar ve hazımsızlık riski gittikçe daha fazla düşer.
5. Vücudun pH seviyesi yeniden dengelenir.
Vücudunuzun gerçek anlamda sağlıklı olması için pH düzeyinin dengede olması gerekiyor. Bu dengeyi tutturmak günümüz dünyasında oldukça güç; çünkü kırmızı et, beyaz un, kahve gibi asitleştirme özelliği olan ve sindirim sisteminin metabolizasyonunu yavaşlatan gıdalar, diyetlerimizi işgal etmiş durumda. Yüksek asidite, kanser ve diyabet gibi hastalıklara karşı olan direncimizi düşürür.
6. Kanser riskini düşürür.
Yapılan araştırmalara göre, kırmızı etin günlük kullanımı, bağırsak kanseri riskini %18 oranında arttırıyor. Ete kırmızı rengini veren bileşen, özellikle sosis gibi işlenmiş bazı et türlerinde bulunan nitritler ve koruyucular, eti kanser riski ile ilişkilendiren temel sebepler.
7. Cildiniz daha iyi görünür.
Karaciğer ve böbrekleriniz üzerindeki yükü mümkün olduğunca azaltmak adına bolca meyve ve sebze tüketmeniz, kırmızı etten uzak durmanız gerekli.
8. Yaşam kalitesi ve süresi uzayabilir.
Harvard’ın 2012’de yaptığı araştırmasında çarpıcı sonuçlara rastlıyoruz. 22-30 yaşları arasındaki 37,698 erkek ve 83,644 üzerinde yapılan deneylerde et tüketiminin yaşam sürelerini kısalttığı gözlemlendi. Vücuttaki kolestrol miktarının yükselmesi, kanserli hücrelerin oluşumunu tetiklemesi gibi nedenlerden ötürü özellikle kırmızı et tüketiminin yaşama sürenizi ve kalitenizi etkilediği yönünde bulgular mevcut. Et tüketimini azalttığınızda ya da tamamen bıraktığınızda ise hem yaşama kalitenizin arttığı, hem de daha uzun süre yaşadığınız iddia ediliyor.
9. Vücutta inflamasyon azalır.
Aşırı et tüketimi vücudunuzda inflamasyona neden olur. Bu ise kalp krizine, felce ve kireçlenmeye neden olur. Düzgün bir vejetaryan diyeti ise, vücuttaki C-reaktif protein değerlerini azaltarak, inflamasyonu düşürür.
10. Daha az stres!
Et ve hayvansal gıda tüketimlerini azaltan, sebze ve meyve ağırlıklı beslenen kişilerin antioksidan açısından daha zengin bir beslenme tarzına sahip olduğunu, bu nedenle daha az stresli olduklarını söylüyor. Stresi azaltma özelliği taşıyan bitkiler, insanların stresle mücadelesinde onlara daha çok destek oluyor. Hatta et ağırlıklı beslenenlerin daha çabuk sinirlenen kişiler olduklarından da bahsediliyor.