TasteAtlas; mahallî lezzetlerin, yöresel tatların, lokal restoranların ve otantik tanımların peşinde olan bir cins lezzet haritası. TasteAtlas’ın internet sitesinde neredeyse her ülkenin lokal lezzetlerine ilişkin bilgiler bulunuyor. Son olarak TasteAtlas, dünyanın en meşhur 150 efsanevi restoranını ve bu restoranlarla özdeşleşmiş yemeklerini açıkladı. İşte o liste…
TasteAtlas geçtiğimiz günlerde dünyanın en efsanevi 150 restoranı ve bu restoranların ikonik yemeklerini paylaştı.
TasteAtlas, bu restoranları kendi internet sitesinde işte bu açıklamayla paylaştı 👇
“Efsanevi klasik restoranlar, yemek yerlerinden çok daha fazlasıdır; onlar kültürel mihenk taşlarıdır. Yalnızca yemekle ilgili değil, kültürümüzün ve tarihimizin bir kesimini paylaşmak için kuşaklar uzunluğu aktarılan tanımları kullanırlar. Gelip giden yemek trendlerinin bilakis zamansızdırlar. Dünyanın gastronomi-kültürel tarihinin ne kadarını deneyimlediniz?”
İşte o liste 👇
Dünyadaki efsaneleşmiş restoranlar listesinde birinci 50 sıraya ise iki adet Türk restoranı bulunuyor! Listenin geri kalanında ise tekrar 4 adet Türk restoranı bulunuyor. Yani toplamda Türkiye’den tam 6 restoran bu listeye girdi!
Bunlardan birincisi 35. sırada Gaziantep’ten İmam Çağdaş/Alinazik kebabı bulunuyor.
İmam Çağdaş’ın kıssası ise 1887 yılına kadar uzanıyor. Türkiye’nin en esaslı restoranlarından biri olan İmam Çağdaş Gaziantep’in bir simgesi haline gelmiş durumda.
Diğeri ise 46. sırada Bursa’da Uludağ Kebapçısı/İskender Kebap var.
1964 yılında Bursa-Eski Garaj’da dükkanlarını açan Cemil ve Cemal Usta, Bursa denince akıllara gelen İskender Kebabın en değerli temsilcilerinden.
52. sırada ise Antalya’da bulunan 7 Mehmet Restoranı bulunuyor.
Listede 78. sırada İstanbul’un efsaneleşmiş restoranı Sultanahmet Köftecisi bulunuyor.
120. sırada ise yeniden İstanbul’dan klasikleşmiş bir yer olan Çiya Sofrası var.
Sabri Köz Çiya için şunları söylemiş: ‘Bir mütevazı kebapçı dükkânından heveskârlık, araştırma ve sevgi ile örülen bir yemekler dünyasına seyahat aslında Çiya’nın serüveni.
Çiya… Adı gibi yüksek dağ başlarını ve dağ çiçeklerini çağrıştırıyor. Evvelce yalnız uygun bir kebap ve güzel bir lahmacun için gidilen ve ismini bilenlerin bile ne manaya geldiğini lakin sorarak öğrenebildiği bu yuvadan ‘Çiya’ markasıyla bir ‘Sofra’ da doğdu. Özel olarak düzenlenmiş bir ikinci ‘kebapçı’ da katıldı kısa bir mühlet evvel bu zenginliğe. Üçü birbirine bir kaç metre uzaklıkta üç Çiya…
Kadıköy Balıkçılar Çarşısı’nda ‘bir gün mutlaka’ uğrayacağınız bu yerlerde, Çiya’nın bilgeliğinden ve mutfağından, daha doğrusu onu var eden ‘yemek mühendisleri’i Zeynep Hanım ve Musa Bey’in elinden çıkma, bizi ‘Mezopotamya’dan Osmanlı’ya, Balkanlardan Kafkasya’ya; Asya’dan Arap Yarımadası’na kadar uzanan çok geniş bir coğrafyada’ gezdiren güçlü bir mutfak bulacaksınız.
‘Çiya’lar yalnız birer dükkân değil, bir araştırma ve uygulama merkezi bence…’
Çiya Sofrası, Musa Dağdeviren tarafından 1987’de kuruldu. Çiya, unutulmuş ve kaybolmuş Anadolu’nun lezzetlerini sunmasıyla meşhur. Çiya kendi mutfak kültürünü Güneydoğu ve Doğu Akdeniz Mutfağı olarak tanımlasa da bünyesinde Azerbaycan, Gürcü, Türk, Arap, Ermeni, Osmanlı, Süryani, Selçuklu, Yahudi kültürlerine ilişkin yemekler yörenin gelenek, görenek ve inançlarına uygun olarak pek çok yemek bulunur.
Son olarak 121. sırada İstanbul’un en eski restoranlarından biri olan Hacı Abdullah var.
Kurucusu Hacı Abdullah’tır.1888’de Karaköy Rıhtımı’nda “Abdullah Efendi” ismiyle açılan lokantanın işletme ruhsatı şahsen Sultan II. Abdülhamid tarafından verilmiştir. 1915 yılında Abdullah Efendi Lokantası, Karaköy’den Beyoğlu’na taşınmıştır.
Osmanlı mutfağının en orjinal lezzetlerini görebileceğiniz bu restoran, tarihi dokusunu korumuş ender restoranlardan biri.