Karpuz Getir Yiyeyim! Yazın Gözdesi ve Yaz Sıcaklarının Kurtarıcısı Karpuzun 15 Yararı

Karpuzun canlı kırmızı tonu, güçlü bir antioksidan olan likopen kaynaklıdır. Araştırmalar, bu besinin, sağlıklı bir hayat biçiminin ögesi olarak, kanser ve diyabet riskini düşürmeye yardımcı olabileceğini belirtiyor. Karpuz, likopen bakımından domatesler dahil öteki tüm meyve ve zerzevatları geride bırakır. Likopen alımınızı artırmak için sarı yahut turuncu değil, parlak kırmızı etli bir karpuz tercih edin. Olgunlaştıkça likopen ölçüsü artar. Ayrıyeten, çekirdeksiz karpuzlar, çekirdekli olanlardan daha fazla likopen barındırır.

Bitkilerin renkli dünyasında, belli pigmentlerin onları güneşin ziyanlı tesirlerinden koruduğunu biliyor muydunuz? Bu pigmentler, bitkilerin güneş ışığından en uygun halde yararlanmasını sağlar ve birebir vakitte onları güneşin ziyanlı tesirlerinden korur. İşin en değişik yanı, bu pigmentlerin tıpkı hami etkiyi biz beşerler üzerinde de gösterebileceğidir. Evet, hakikat okudunuz!

Gelin bu mevzuyu biraz daha ayrıntılandıralım. Karpuz, en sevdiğimiz yaz meyvelerinden biri, içerdiği likopen isimli pigment sayesinde bu özelliği taşır. Likopen, karpuzun kırmızı renginden sorumlu olan bir karotenoiddir ve karpuzları güneşin zararlarından korurken, birebir vakitte bizim cildimizi de koruyabilir. İnanılmaz değil mi?

Bir araştırma, likopenin güneş yanığı olma olasılığınızı azaltabileceğini ortaya koymuştur. Yani, bir dilim karpuz yemek, cildinizi güneşin zararlarına karşı bir nebze olsun koruyabilir. Fakat, bu kesin bir sonuç değildir ve bu bilgiyi güneş kollayıcı kremlerden vazgeçmek için bir mazeret olarak kullanmamalısınız.

Güneş hami kremler, cildinizi güneşin ziyanlı UVA ve UVB ışınlarına karşı korur ve bu nedenle günlük cilt bakım rutininizin ayrılmaz bir kesimi olmalıdır. SPF kıymeti 30 yahut daha yüksek olan geniş spektrumlu güneş kremlerini tercih etmeli ve her gün sistemli olarak kullanmalısınız. Unutmayın, cildinizi korumak için en âlâ yol, güneş kollayıcı kullanmaktır. Lakin, bir dilim karpuzun da bu müdafaaya katkı sağlayabileceğini bilmek epeyce enteresan, değil mi?

Karpuz, sitrülin isimli bir amino asit bakımından varlıklı bir meyvedir ki bu da kanın bedende daha rahat dolaşmasını sağlar ve kan basıncını düşürür. Ayrıyeten kalp sıhhatinizi korumak için bol ölçüde likopen içerir. Araştırmalar, likopenin kalp krizi riskini azaltabileceğini ortaya koymuştur. Fakat, kalp sıhhatinizi korumak için yalnızca karpuz yemek kâfi değildir. Etkin bir hayat sürdürmeli, sigara kullanmamalı, doymuş yağ tüketimini kısıtlamalı ve hekiminizin tekliflerine uymalısınız.

Karpuz, eklemlerinizin sağlıklı kalmasına yardımcı olan doğal bir pigment olan betakriptoksantin içerir. Bu pigment, eklemlerdeki iltihaplanmayı önleyerek, romatoid artrit riskini vakitle azaltabilir. Bu nedenle, karpuz tüketmek, eklemlerinizin sıhhatini korumak için tesirli bir yol olabilir. Bu lezzetli meyve, eklemlerinizi müdafaa konusunda size yardımcı olabilecek doğal bir yardımcıdır. Bu yüzden, karpuz tüketiminin sağlıklı bir ömür şeklinin kıymetli bir kesimi olması şaşırtan değildir.

Bir dilim karpuz, günlük A vitamini gereksiniminizin %9-11’ini karşılar. Bu kıymetli besin, göz sıhhatinizin korunması için elzemdir. Beslenme, bedeninizin ihtiyaç duyduğu tüm vitamin ve mineralleri almanın en tesirli yoludur. Karpuz, bu noktada size yardımcı olan bir besindir. Bu lezzetli meyve, yalnızca serinletici bir atıştırmalık olmanın ötesinde, sıhhatiniz için de değerli bir katkı sağlar. Yani, bir dilim karpuz sırf damak zevkinizi tatmin etmekle kalmaz, tıpkı vakitte göz sıhhatinizi da takviyeler. Bu nedenle, beslenme sisteminize karpuzu dahil etmeyi unutmayın.

Karpuzun %92’si su içeriğine sahip olduğu için, bedeninizin hidrasyon gereksinimini karşılamak için kusursuz bir seçimdir. Her bir hücremizin suya gereksinimi olduğunu unutmayın; hatta en ufak bir su eksikliği bile güç düşüklüğüne sebep olabilir. Şayet önemli bir susuzluk durumu yaşarsanız, damar yoluyla sıvı desteği almanız gerekebilir. Bu nedenle, karpuz tüketerek hem lezzetli bir meyvenin tadını çıkarabilir, hem de bedeninizin su gereksinimini karşılayabilirsiniz.

Cildinizi taze ve genç tutmak için karpuzun içerdiği A, B6 ve C vitaminlerinden yararlanabilirsiniz. Ayrıyeten, su oranı yüksek olan karpuz, tesirli bir yüz maskesi materyali olarak da kullanılabilir. Bir çorba kaşığı karpuz suyunu eşit ölçüde yoğurtla karıştırarak kendi yüz maskenizi hazırlayabilirsiniz. Bu karışımı yüzünüze uygulayıp 10 dakika bekledikten sonra cildinizi canlandırmak ve meyyit hücrelerden arındırmak için durulayıp kurulayabilirsiniz. Bu kolay ve doğal metotla cildinizin sağlıklı ve parlak görünümünü koruyabilirsiniz.

Yaklaşık 300 kaloriye muadil bir fincan dondurma yerine, yalnızca 45,6 kaloriye sahip tıpkı ölçü karpuz tercih edebilirsiniz. Karpuz, öteki birçok tatlıdan farklı olarak, yağsızdır, kolesterol ve sodyum içermez. İçerdiği su sayesinde daha uzun müddet tok hissetmenize yardımcı olur. Kendi konut üretimi şerbetinizi oluşturmak için, karpuzu blenderda püre haline getirin, biraz limon suyu ekleyin ve donana kadar dondurucuda bırakın. Bu hem sağlıklı hem de lezzetli bir alternatif olacaktır.

Karpuz, bol su içeriği, antioksidanlar ve amino asitler sayesinde daha verimli bir idman performansına imkan sağlar. Birebir vakitte, spor salonunda yaşanan kasılmalara karşı hami bir tesiri olan potasyum minerali bakımından da zengindir. Antrenman sonrasında tüketilen karpuz suyu, çoka kaçmadığınız sürece kas ağrılarını hafifletebilir. Bu özellikleriyle karpuz, hem idman öncesi hem de sonrası için ülkü bir besindir.

Kan şekerinizi dengelemek mi istiyorsunuz? İşte size düzgün bir haber: Karpuzun glisemik indeksi (GI) 80’dir, bu da yaklaşık bir kase mısır gevreği kadar olduğu manasına gelir. Lakin, içerdiği karbonhidrat ölçüsü epeyce düşüktür. Bu durum, karpuzun glisemik yükünün (kanınıza ne kadar süratli girdiği ve ne kadar glikoz oluşturabildiği) yalnızca 5 olduğunu gösterir. Hasebiyle, bir dilim karpuz yiyebilir ve bunun için kendinizi hatalı hissetmek zorunda kalmazsınız.

Sindirim sistemi rahatsızlıklarınız, örneğin Crohn hastalığı yahut kolit üzere durumlarınız varsa, alevlenme devirlerinde kaçınmanız gereken yiyeceklerin listesi epeyce kabarık olabilir. Fakat, bu liste içerisinde karpuzun yer almasına gerek yok. Karpuzun yumuşak ve etli kısmı, iltihaplanmış bir bağırsakta bile rahatlıkla sindirilebilir. Lakin lif alımınızı sınırlamanız gerekiyorsa, karpuzun kabuğunu yahut tohumlarını tüketmemeniz önerilir.

Karpuz, içerisinde barındırdığı likopen ve cucurbitacin E üzere bitki bileşenleri sayesinde potansiyel olarak antikanser tesirlere sahip olabilir. Araştırmaların sonuçları karmaşık olsa da, likopen tüketiminin prostat ve kolorektal kanser üzere belli kanser cinslerine karşı riski azaltabileceği düşünülmektedir. Likopenin, hücre bölünmesini teşvik eden bir hormon olan IGF’nin kan düzeylerini düşürdüğüne inanılıyor. Kanser, hücre bölünmesinin denetim edilemez hale geldiği durumlarda ortaya çıkar ve likopenin bu süreci düzenleyici bir tesiri olabilir.

Birçok kronik rahatsızlığı tetikleyen enflamasyon, sıhhatimizi tehdit eden kıymetli bir faktördür. Fakat, tabiatın sunduğu kimi besinler, bilhassa karpuz, bu durumla başa çıkmamızda bize yardımcı olabilir. Karpuz, içerdiği güçlü antioksidanlar, likopen ve C vitamini sayesinde inflamasyonla savaşır ve oksidatif hasarı önler. Bu üçlü kombinasyon, bedenimizdeki iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olurken, birebir vakitte hücrelerimizi özgür radikallerin yol açtığı hasarlardan korur. Münasebetiyle, karpuz tüketmek, sağlıklı bir hayat sürdürmenin ve kronik hastalıkların önüne geçmenin tesirli bir yoludur. Bu nedenle, diyetinize karpuz eklemeyi düşünmelisiniz.

Eğer sağlıklı bir kilo hedefliyorsanız ve yüksek kalorili tatlıların cazibesine karşı durmaya çalışıyorsanız, karpuz sizin için eksiksiz bir alternatif olabilir. Yüksek su içeriği sayesinde, karpuz düşük kalorilidir ve sizi daha uzun mühlet tok tutabilir.

2019 yılında gerçekleştirilen bir araştırma, fazla kilolu yahut obez olduğu belirlenen 33 kişi üzerinde yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına nazaran, dört hafta boyunca her gün düşük yağlı kurabiye yerine karpuz tüketen bireylerin daha az açlık hissettiği ve daha az yemek yeme isteği duyduğu belirlenmiştir. Karpuz tüketimi, düşük beden tartısı, beden kitle indeksi ve bel kalça oranı ile düşük kan basıncı ile ilişkilendirilmiştir.

Karpuz, beslenme dünyasında bir süperstar olarak öne çıkıyor. Günlük C vitamini gereksiniminizin yaklaşık yüzde 15’ini karşılayarak, bedeninizin en üst seviyede performans göstermesi için gereken potasyum, A ve B6 vitaminleri üzere bedelli vitamin ve mineralleri sağlar. Bu lezzetli meyve, yalnızca tatlı bir atıştırmalık olmanın ötesinde, sağlıklı bir hayat biçiminin destekçisi olarak yer alıyor. Bu nedenle, karpuz, hem lezzetiyle hem de sıhhat yararlarıyla, beslenme planlarımızın vazgeçilmez bir kesimi olmaya devam ediyor.

Karpuz, çoklukla yan etkisiz bir meyve olarak kabul edilir. Lakin, migren baş ağrılarına eğilimli olanlar, tiramin ismi verilen ve migreni tetikleyebilen bir amino asit bakımından varlıklı olduğu için karpuz tüketiminden kaçınabilirler. Ayrıyeten, çim ve öteki makul polenlere karşı alerjisi olan bireyler, nefes alma zorluğu, kurdeşen yahut şişme üzere semptomları tetikleyebileceği için karpuzdan uzak durabilirler. 

Diyabet hastaları, karpuzun doğal şeker içeriği nedeniyle, tüketimlerini dikkatlice denetim etmelidirler. Son olarak, hassas bağırsak sendromu (IBS) üzere rahatsızlıkları olan bireyler, karpuzun sindirilmesi güç olan yüksek FODMAP şekerler içerdiği için bu meyveden kaçınabilirler. Bu durumda, şişkinlik, kabızlık yahut ishal üzere semptomlar yaşanabilir.