Türkiye, İsveç ve NATO ile yaptığı kritik görüşmeler sonrasında İsveç’in, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize serbestisi dahil Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecine faal takviye vereceği bildirildi. Türk mutfağının en sevilen sokak lezzetlerinden biri olan kokorecin yasaklanması ise Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne dahil olma tartışmalarında yeniden gündeme oturdu. Pekala, Avrupa Birliği neden kokoreçi istemiyor? Avrupa Birliği’ne girersek kokoreç yasaklanacak mı? İşte tüm ayrıntılar…
Türk mutfağının en sevilen sokak lezzetlerinden biri olan kokoreç, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesinde önünün açılmasının istenmesiyle yine gündeme geldi.
2000’lerin başında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecinde, finanstan besine neredeyse her alanda kendini yeni kurallara uydurması bekleniyordu. Bu koşullardan kimileri, sıklıkla tüketilen kokoreç, kelle paça, işkembe üzere yiyeceklerin yasaklanması üzerineydi.
Hatta 3 Temmuz 2000’de, kokoreçin paraziter ve bakteriyel hastalıklara kaynak oluşturduğu, açıkta satılması nedeniyle de duman ve kokusuyla vatandaşlarda rahatsızlık yarattığı gerekçesiyle Aydın’da Vilayet Hıfzısıhha Heyeti kararıyla yasaklanmıştı!
www.milliyet.com.tr
Kaynak: 1
Bu karara ise hem halk, hem de esnaf büyük yansılar göstermişti!
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girme süreci rafa kaldırılınca, bu kararlar iptal edilmişti.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye, İsveç ve NATO ile yaptığı kritik görüşmeler sonrasında İsveç’in, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize serbestisi dahil Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecine etkin takviye vereceği bildirildi. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsveç’e onay kararını Meclis’e götüreceğini açıkladı.
Peki Avrupa Birliği neden kokoreci istemiyor?
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesi için öncelikle Avrupa Birliği Ahenk Süreci’nden geçmesi gerekiyor. Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde bir ülke, AB tarafından belirlenen siyaset, yasa ve standartlara ahenk sağlamak zorundadır. AB’ye üyelik için aday olan Türkiye de bu ahenk sürecini takip etmektedir. Bu süreç, Türkiye’nin AB standartlarına uygun hale gelmesini amaçlamaktadır.
AB, besin güvenliği ve hijyen konusunda sıkı standartlara sahiptir. Üye ülkelerde besin üretimi ve tüketimi bu standartlara uygun formda gerçekleştirilir. AB ahenk sürecinde Türkiye, besin dalında değişiklikler yapmak ve AB besin standartlarına uymak durumundadır.
AB’nin besin hijyen kuralları, besin üretiminde sıhhat ve güvenlik standartlarının korunmasını hedefler. Bu kurallar, besin işletmelerinin hijyen şartlarına uymasını ve tüketicilere inançlı besin sunmasını sağlar. Kokoreç üzere iç organların işlenmesi ve tüketimi de bu kurallara tabidir.
İç organların tüketimi, sıhhat açısından kimi riskleri beraberinde getirebilir. Bilhassa hijyenik olmayan şartlarda işlenen iç organlar, bakteri ve enfeksiyon riski taşıyabilir. AB, bu riskleri minimize etmek emeliyle besin hijyen kurallarını belirlemiş ve üye ülkelerine bu kurallara uymalarını koşul koşmuştur.
Avrupa Birliğine girerse, kokoreç yasaklanacak mı?
AB üye ülkeleri ortasında kokoreçin ve sakatatların tüketimi konusunda farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Kimi ülkelerde kokoreç ve sakatat serbestçe tüketilebilirken, birtakım ülkelerde ise sınırlamalar yahut yasaklamalar bulunmaktadır
Örneğin 1997 yılında Yunan mutfağının değerli bir kesimi olan sakatatların yasaklanması Avrupa Birliği tarafından istenmişti…
Kaynak: 1
Kokoreçin AB ahenk sürecinde büsbütün yasaklanması ise belirsizlik taşımaktadır.
Sosyal medya mecralarında ise bu duruma yansılar yağmaya başladı:
👇
👇
👇
👇
👇
